Malatya’da kayısı üreticilerinin yaşadığı belirsizlik her geçen gün biraz daha derinleşiyor. Don felaketi sonrası tarlalarda bir karmaşa, üreticilerin zihinlerinde ise cevapsız sorular birikiyor. Her kafadan bir ses çıkıyor, her köşe başka bir şey söylüyor. Bu durumda üreticilerin aklının karışmaması mümkün mü? Kimi diyor ki, “Ağaçlar stresli, hiçbir uygulama yapmayın.” Kimi ise başka bir yöntem öneriyor. Ama şu bir gerçek ki, her ağacın yaşadığı etki aynı değil, her bahçenin hikayesi farklı.
Donun vurduğu tarlalarda sadece bölgesel farklılıklar değil, aşı farklılıklarına kadar uzanan ciddi ayrımlar var. Bazı ağaçlar henüz yaprak bile açmamışken, bazıları çağla safhasında zeytin büyüklüğüne ulaşmışken etkilendi. Bu iki ağaç için aynı uygulama mümkün mü? Elbette hayır. O yüzden üreticiler olarak haklı bir çağrı yapıyoruz. Diyoruz ki; donun az etkilediği ve yaprak büyüten ağaçlarla, tamamen etkilenip halen uyanmamış ağaçlar için farklı uygulamalar olmalı. Felaketin on üçüncü gününe geldiğimiz halde hâlâ uyanmayan ağaçlar için beklemek doğru olabilir, ama kimisi için harekete geçmek artık gereklidir. Beklemekten başka bir şans yok mu? Var, ama bir bilen lazım!
Bu nedenle Malatya Turgut Özal Üniversitesi'nden, Prof. Dr. Bayram Murat Asma ve Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Fevzi Çiçek'e sesleniyoruz. Bir televizyon programında biz üreticilerle buluşsunlar, sorularımıza birebir cevap versinler. Kayısı bu memleketin geleceği, üreticinin umududur. Birlikte konuşalım, birlikte çözüm bulalım. Üretici yalnız kalmasın!